Portakal bahçelerinin arasındaki bir yolda düşüncelere
dalmış yürürken takılıp kalmıştım düşünürün birine. Demiştim ki: “Düşünceleri bıyığına benziyor
bu adamın!” Belli ki içimi çamur atmak isteği sarmıştı doyasıya. Belki de baş döndürücü portakal çiçeği
kokuları arasında bir düşünsel yörünge arayıp da bulamadığımdan kıskançlıkla alaya
alıyordum süpürge bıyıklı düşünürü. Birdenbire düşüncemin yönü önce kutuplara sonra
da ekvatora doğru kaymaya başladı: Niçin
sığınmışlardı Eskimolar kutuplara?
Bedeviler niçin çöllerdeydi? Daha
mı güvenceliydi? Hayır! Güvenceli hiçbir yer yoktu bu
gezegende. Yalnızca koşulları vardı alışkanlıkların. Oysa şiir sigaraya hiç benzemiyordu. Alışkanlık yaptığında bırakıp gidiyordu
bizi...
Ö. Özdil / 27.II.10 / Alanya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder